Powered By Blogger

18 Nisan 2010 Pazar

akil hastasi


hey,

sanirim ben bir akil hastasiyim cunku saglikli dusunup, hayatimla ilgili ali, veli gibi uygun hadi gectim, normal sayilabilecek kararlar veremiyorum. bugun cumartesi idi, saat de 12'yi gectiginden artik pazar oldu. peki, ben bu cumartesi gunu ne yaptim? cevap veriyorum, yattim. sadece yattim cunku kalkmaya halim yoktu. belki biliyorsunuz, letonya denilen, siktiriboktan bir ulkede yasiyorum. bu ulkenin yari nufusu rus ki zaten okuz onlarin yaninda hayvan filan degil, gayet kibar bir vatandastir, diger yarisi ise leton'dur, onlar zaten ayri bir cinsdir, cinsleri; safi kotu cins, hain. cuma gecesi disari ciktim, her ciktigimda illaki basima bir olay gelir; ya kavga ederim, ya polis gelir, yabancisin diye ota boka ceza keser, ya da soyuluruz boyle illet bir yerdir burasi.

yasim 32, buraya gelmeden once de dovusurdum, asabi davranislarimdan dolayi hayatimin belirli zamanlarinda toplumdan dislanmisligim da mevcuttur. kucukken, futbol oynarken cok kufur ederdim, yenilince ortaligi birbirine katardim. en sonunda sitedeki cocuklar cok iyi oynamama ragmen benimle futbol oynamayacaklarini, aralarindan bir sozcu secerek bana bildirmislerdi. cok sinirli oldugum icin okulda disiplin problemlerim de olduydu. ben, serseri tabir edilen modellerden hic olmadim sadece hakkimi vermedim. sinirlenmem icin matematikten kirik not almam da gayet uygun bir sebebti. hatirlarim orta okulda dort aldim diye, cami cerceveyi indirmistim.

gelelim sorunumuza, dovusmek. bu ulkeye geleli uc sene oluyor. uc sene icerisinde bu memelekette ettigim kavgayi butun lise, okul, mahalle hayatimda etmedim. kendimi resmen, mickey rourke'un efsanevi siyam baligi'ndaki 'motorcycle boy' karakteri gibi hissediyorum, onun da akil sagligi normal degildi zaten. profesyonel olarak dovusmedim hayatimda, sadece sokaklarda, en fazla da burada. yalniz hemen belirteyim burada, bizde cok populer olan tabanca vs yoktur, en azindan bana denk gelmedi ki size bu satirlari hala yazabiliyorum. gecmiste, bir ortaklik gibi bir sey yapmistik; ilk baslangici iyidi sonra her sey degisti iste, cogu ortaklikta oldugu gibi. karsimizdaki adamlar ise guclulerdi, anlayin iste. bu vatandaslar, benim gururumu o kadar kirdilar ki bu ortaklik doneminde size anlatamam. lisede o hakkini vermeyen cocugun, butun haklarini zamanla gasp ettiler. bir sekilde oradan siyrildik, igrenc gunler, zamanlardi. babam da isin icinde oldugundan bir baska sevdigim insani daha kaybetme korkusunu, yasattilar bana. cok cok stresli gunlerdi, akrablarimizi hadi gectim, arkadaslarimin bir cogu da mesafe koymustu bana, kiz arkadasima olanlari anlatamaz olmustum. gittikce doluyordum. panik ataklardan da muzdarip oldugum icin korkularim icsel ve dissaldi benim. inanin kendim icin degil, aileme bir sey olursa? idi uzuntum. elim, kolum bagliydi, bir sey yapamiyordum, kapana kisilmistim sanki.

bu ortaklik davasindan guc, bela siyrildiktan sonra, ustune nisanlimdan da ayrilmistim. panik ataklarim ise tam yol ileri uzerime geliyordu. ben de bir sekilde bu ulkeye geldim, kacmadim. okulumu bitirmek icin 29 yasinda geldim, ucuzdu teknik okuldu, secmis bulundum. sonra bu rahatsiz halki tanimaya basladim, disarilara cktim ama derslerimi ihmal etmedim. her hafta ettigim, abartmiyorum 1-2 kavgada o berbat ortakligimda ezildigim gunlerin acisini cikarmaya baslamistim, git gide de iyiye gidiyordum, planli dovusuyordum. zaten salonda kum torbasina haftanin belli gunleri idmanimi yapiyordum. tr'den gelen haberleri duydugum zaman, o da artik "herkes" gibi olmustu iste, cok cabuk "herkes" olmasinin yansimasi, psikolojimi hedef almisti. sanirim benim bir korku potansiyelim vardi ve bu potansiyel; daha cok psikolojik taraftan dolar hale gelmisti. fiziksel olan bir seyden daha az korkmaya baslamistim, zaten oyle aman aman fobisi olan biri olmadim hic. yillarca bu sekilde devam ettim. panik ataklarimda bir azalma olmadigindan, fiziksel korkularim iyice dibe vurdu. yoldan gecen sokak kopekleri ile kavga eder olmustum. herkes yolunu degistirirken ben degistirmiyor, onlarin ustune gidiyordum. havlayan olursa ben de havliyordum. olmazsa onlari seviyor hata cogu zaman usenmeden evden artik ne yemek varsa getiriyordum, gecenin korunde sokak kopeklerine havlayan biri gorurseniz, o benimdir, isirmam.

bu gecen 3 senede, masterimi da tek parca halinde bitirebilrsem, sene sonunda donecegim. simdi yazimin basinda da dedigim gibi ben niye kalkamadim onu aciklayayim. dun disarida, cok fena kavga ettim. ozur dileyip, yoluma devam edecebilecekken sayilarin fazlaligina bakmazsizin ozur filan dilemedim, ustune kufur de ettim. nasilsa karsidakilerin tarzlari belli idi. bir kisiye hep beraber girisirlerdi, ilk anda kac tanesini ekarte edebilirsen, o kadar az darbe alirsindi, olayin kurali buydu. ortaklarimizdan gereksiz onlarca ozur dilemistim, bu sebebten dolayi da artik kolay kolay ozur dilemez oldum. panik ataklardan dolayi ise o kadar cok korku yasadim ki, dedigim gibi ya benim korku limitim doldu, ya da psikoljik korkularimdan dolayi kendime olan kuskunlugumu, bu sekilde kapamaya calisiyorum. belim tutmuyor, detaylara girmeyecegim ama pek iyi durumda degilim. 'hasat' derler ya, hah o tabire uyuyorum su an, gordugunuz gibi normal akil sagligina sahip insanlarin yapmayacagi isler bunlar. yazimin basinda, "sanirim ben bir akil hastasiyim' demistim ya; sanirim kismini at, cumleyi yeniden oku. ne gecmisimden kurtulabiliyor, ne de gelecege umutla bakabiliyorum. resmen icim aciyor, gozyaslarim akiyor, ama gorunmuyor.

gorusmek uzere.

18.04.2010

6 yorum:

Tuna Fish dedi ki...

Psikolojik şiddet müptelası bir toplum... Yazmak kurtuluş mu?

S.O dedi ki...

bu yorumdan sonra, cok uzulup kopruden atlasam. medya ne bicim yuklenir size? lakin ben de intihar egilimi yoktur, latife yapiyorum. psikoljik siddet muptelasi (o neyse artik) bir toplumun bireyi olarak derim ki; yazmak iyidir. hele ki tek basina isen, bu konulari oturup, konusabilecegin kimsen yok ise, yazmak cok iyidir. eski ruh sagliginiz yerinde olsa, siz de bu kadar zamani twitter'da gecirmezdiniz kanimca, masaallah benden cok cevrimicisiniz. sizi, kaka-unlu uyumu adli yazimda, bahsetigim 'unlu' kisilerden ayri tutuyorum. yorum icin de eyvallah.

A Vitamini dedi ki...

İçinden geçeni açıkça yazmak cesaret ister doğrusu. Hissettiklerinizi anlamaya çalıştım ama yaşamakla anlamaya çalışmak çok farklı. Yazmak iyi hissettiriyorsa yazmaya devam edin. Bi de uslu durun, fazla kimseye sataşmayın olur mu :) Daha kitap olacak bu yazılanlar, daha çok yazmanız lazım.

A Vitamini dedi ki...

Ne diyeyim, hayırlısı :)

S.O dedi ki...

haha, olur dururum dermisim. bu son sefer, cok yara aldim zaten, ara vermem sart. kitap konusuna aciklik getirmistim, bir onceki yazimda. "kitap mitap olcagi yok da iste oylesine yazdim, marjinal olsun diye de bitisik yazdim." demistim. her an, bu ismi de degistirebilirim, belli olmaz.

adios.

not: hazirda yazdiklarim var da, onlar istanbul'daki evde.

not2: imla hatasi yapmisim, aceleyle yazmistim, duzelttim simdi. yazilarini okuyorum.

A Vitamini dedi ki...

Not 2 iyi olmuş, yoksa okuyanlar, kendi kendime konuştuğumu düşüneceklerdi :)