Powered By Blogger

19 Ağustos 2011 Cuma

aysal ile röportaj

selam,


öncelikle, galatasaray camiasının ''zamanlama özürlü'' yönetim kurulu sayesinde -(bizi) iyi günler- beklemekte. siz, değerli GSlilerin anladığı türden iyi günler. nasıl mı? şimdi sizin, en favori bakış açınızla; iyi gününüz, bizim kötü günümüzle endeksli. herhalde bu duruma da; -hayıır! biz sadece kendimize bakarız- şeklinde bir pişkinlik silsilesi göstermeyeceksiniz. aslında şu anda bu bakış açısı; bana da pek uygun geliyor, siz nasıl isterseniz öyle olsun. başkanınız tarihinizin en büyük! başkanı olacak, ee tabi yine sizin bakış açınızın zihniyeti ile bizim gözümüzdeki en büyük GS başkanı. hazır olun ki bunun farkında olan GSliler de mevcuttur. adam reyes, forlan ve ujfalusi bizde, diye açıklama yaptı. sonra bunlardan en acayip olanını fahiş fiyata aldı. aldığı takım ise geldi, -GS ruhunuzun simgesi, yeni sponsorunuzun yüzü, genç kaptan arda'nızı- aldı ve gitti. siz de ağzınızı poyraza açtınız. derken süper bir hamle yaparak; kaptanınızın yerine, terim'in isteği ile engin baytar isimli, vatandaşı kaptınız. hayırlı, uğurlu olsun. onu bunu boşverelim de, son uzun, gereksiz hatta -pointless- yazılı açıklamanızda bahsettiklerinize gelelim. 


şimdi; sayın temiz futbol temsilcileri ve  ak kaşık spor kulübü yönetim kurulu başkanı ile röportaj yaptığımızı düşünelim. e biraz da abartalım. ama birazcık, çok değil. inanın!


X: efendim sizce şike var mı?
A: şike, teşvik, hakemlere para yedirme, küfür, maç ayarlama, her şey var.
X: fakat henüz bir karar çıkmadı, sizin delilleriniz var mı? hakemlerden de bir şey yok.
A: deliller ortada, konuşmalar ortada. her şey ortada. hakemler korktu.
X: her şey derken; 19 maç içinde şike var denildi, son 5 maçın sonucu biliniyordu, şimdi ben öyle demedim ki deniyor. ama onca dosyada bir şey bul..
A: ramazan erzağı mı onca klasör? var şike. küme düşsün fener.
X: TFF başkanı yeterli, somut kanıt yok demiş. savunma istemiş.
A: savunma istenecek takım var, FB var. FB'den savunma niye istensin? hem de aziz yıldırım başkanken, 18 maçın 17sini kazanmışken.
X: ama savunma hukukun en temel hakkı, savunma olmadan nasıl suçlu diyebilirsiniz ki insanlara?
A: aziz yılmaz da dedi, hep şike yapıyormuş işte. sadece biz değil HBK de dedi. suçlular işte, yoksa bu ateş üfleye.. yok ateş olmayan yerden duman çıkmaz
X: FB muhalefeti demek istediniz. onların amaçları farklı mı acaba?
A. ayrıca baransu bey, sayın seten, sayın toroğlu ve yine sayın çakar da aynı şeyleri savunuyor. gazeteler bas bas bağırıyor. mesela taraf, takvim, milliyet, taka, karadeniz ekspres. aziz yıldırım'a karşı olan herkes bizle yan yanadır. HBK çok harika biri. muzları da leziz.
X: efendim onlar hukukçu değil ama. karar alamazlar ya. savcı berk de; ben 19 maç için şike var demedim dedi en son. 
A: bir kere aziz yıldırım çok küfür etmiş. etki altında kalmış federasyon başkanı, kümeye düşmeli fener hatta iki küme birden düşsün.
X: ama küfür iki kişiyi ilgilendiren bir durum ayrıca maç sonu yapılan bir konuşma sanırım. bunun bir çok örnekleri var.
A: neyse ne. etmeseymiş küfür. cezasını çeksin. bir sürü olay var. emenike niye satıldı?
X: adam dört gün gözaltında tutulup, üç dakika sorgulanıp oradan da yabancı şubeye gidince psikolojisi bozulmuş. öyle olmuş, mecburen satmış FB.
A: geçin bunları, ayarlandı o iş. o para sayma videosu da imha edildi. biliyoruz biz. baransu'nun kankası karabük'lü biri söylemiş.
X: ümit karan'ın da saat aldığı, para almadığı, hiç kimseye de para vermediği ortaya çıkmış.
A: ümit GS'da oynarken de FB'ye bilerek gol atmamış demek ki. şimdi her şey aydınlanıyor işte. 1800 dolar büyük para hem. fena mı kısa günün karı?
X: sizce liglerde hep şaibe mi vardı?
A: öncelikle bu ateş püfleyerek sönmez ve sakla samanı gelir zamanı. FB'nin şampiyon olduğu yıllarda vardı şaibe. ayrıca FB'nın yendiği her maça ayrıca bakmak lazım. başkanlarımıza, yöneticilerimiz çok teşekkürler, ergun gürsoy'u ayrıca öperim. şahin almışmış. iyilik yapmıştır o. çok yufka yüreklidir. futbolcuları düşünmüş. hemen oraya buraya çekmeyin olayları.
X: anlıyorum sayın başkan. sizce kesin, FB düşmeli ya diğerleri?
A: FB düşsün onlar da işin ciddiyetini anlasınlar. bu ders olur herkese. başka kimsenin düşmesine gerek yok. eksi puanla başlasınlar. bize yaklaşınca duruma göre puanları düşsün diye yazılı açıklama da yaparız. türkiye futbolu önemli.
X: İBBli iskender, FB maçında oynamamış. akın da para aldığını kabul etmiyor.
A: iskender soyunma odasında bir şeyler karıştırmıştır. bu ateş hohlayarak sönmez ayrıca akın da para almasa neden aldım desin? FB 3. lige düşmeli aslında. bu ateş evet. hem sanem hanım engin bilgisi ile şike var demiş mi? demiş.
X: korcan'ın ablasına araba alınmış dendi, bu iddia da çürüdü, peki bu konudaki düşünceniz?
A: abla derken öz abla diyor mu orada? denmiyor. öncelikle necati ateş üfleyerek sönmez. o iyi bir futbolcu.
X: keita'yı 350bin avro'ya senelik kiralıyormuşsunuz. bu olayı pek gerçekçi bulmayanlar var.
A: evet, 8 milyona sattık o fiyata kiralayacağız. devre-mülk modelini futbola yansıtıyoruz.
X: sizin hakkınızda da malatya maçından sonra futbolcular para aldık demiş, ankaragücü maçı hep konuşulur. bir de son, bir milyon avro açık varmış, düşünceleriniz?
A: şimdi yasa ne zaman devreye girdi? nisan. bundan önce olanlar önemli değil. o bi' milyon avro kur farkından dolayı yandı-bitti-kül oldu. delil var mı elinizde? küpürleri verdik. koskoca fransız gazeteleri yalan mı söyleyecek? mersi.
X: size gelince delil diyorsunuz, FB hakkında savunma alınmadan düşürülsün diyorsunuz. sizce bu sene kim şampiyon olur.
A: ligde kalırsa FB çünkü şike yaparlar onlar. bizim maçtan önce de sahaları kapanmalı onların. ama kapatmazlar. TFF zaten fenerli. eğer FB kümede kalmazsa, kupa ve şampiyonluğu aramızda paylaşırız gibi bir düşünce aklınıza gelmesin. geldiğimden beri herhalde duruşumu tüm Türkiye'ye gösterdim.
X: evet öyle, vallahi gösterdiniz. teşekkürler başkan.
A: fener küme düşsün amin. drogba bize gelsin amin. adebayor da gelebilir yine amin. aziz yıldırım yatsın. -amin hatta amen (sağlam olsun)-


evet, gayet tabi birileri, hatta bir çokları istedi diye FB düşmez. ellerinde kalan tek delilden saydıkları; i.akın'ın sonradan itiraz ettiği ifadesi. bülent, korcan ve ümit ilk mahkemede serbest kalır gibi. sonrasını göreceğiz. bu arada bizim yönetim kuruluna acilen, lube, ebru, dilek gibi kadın savaşçılar dahil edilmeli. bu zor süreçte, FB'li kadınlar ve gerçek efsanler hep bizlerleydi. hayal kırıklıkları da çoktu. bu kişiler; son zamanlarda tornistan yapmış bile olsa, bizler bu tornistanı unutmayacağız. 


son bir söz;


-eğer, koskoca FB olarak, i.akın bize gol atmasın diye adama para veriyorsak; neyse cezamız onu da ayrıca çekelim.- sadece savunma hakkı olmadan adam asmayalım, yöneticilik konusundaki beceriksizliğinizi Fenerbahçe'yi malzeme ederek ört pas etmeyelim. YÜKLEN FNERBAHÇELİ, HAKKINI ARA..




dar ağacında olsak bile, son sözümüz FENERBAHÇE.


saygılar.


serhan.


not: video, youtube'a Gökçen tarafından yüklenmiştir.

8 Ağustos 2011 Pazartesi

noha için ölüm vakti.

hey,
http://fizy.org/#s/1deuau


dikkatli ol, tamam mı? bundan sonra, kısa bir zaman içinde bir kere daha karşılaşacağız. onun dışında, uzun zaman hiç karşılaşmayacağız. ileride, yapacağım subjektif muhakemenin sonucunda, muhtemelen bir önceki cümlede bahsi geçen, 'uzun zaman', 'hiçbir zaman' şekline de girebilir. 


bu asla bir tehdit değil. sanırım, taşan limitimin üzerine tanıdığım ekstra limitim de taştı. sonrasında davranış biçimin, benim de istem dışı davranışlarıma sebep olabilir. stabil bir psikolojiye sahip olmamama rağmen, zaten yeterince (hatta ben bile şaşırmaktayım; isteyince olabiliyormuş.) sakin kaldığımı belirtmek isterim. bunun belirli sebepleri olduğunu biliyoruz. şu anda aklımdan geçenleri, yapmadığım için kime teşekkür etsen diye düşünmekteyim? aklımda bir kaç isim var.


iki-üç adet beyaz-önlük, benim için ''çift kişilikli'' deseler de; ben, böyle olduğuma hiç inanmadım, ısrarla öyle dediler. bir bildikleri vardır belki de demedim. bence alakası yok. asıl onlar çift-kişilikli. çoğu, kendilerinden çaresizce medet ummaya gelenleri, tasvirleriyle birlikte karılarına/kocalarına anlatırlar. bilemem ki, belki seviştikten sonra bile anlatırlar. insanlar, seviştikten sonra rahatlarlar ya, sonunda da konu; 'geçmiş güne' gelir. 


-günün nasıl geçti hayatım?


peki bu soruya psikiyatristler ne yanıt verecektir? çiçek, kuş, böcek vesaire değil herhalde. ee cevap belli. hep en uçları yazarım ben :/ doktorunuzun after-fuck konusu bile olabilirsiniz. mesela; ne düşünüyorsun? tehlikeli mi sence? diye sorabilir, tasvirini dinlemiş kadın, tanımadığı 'senin' hakkında. ne kadar rahatsız edici değil mi? diğer psikolojik sorunlarımın yanında, bazı zamanlar sinir krizleri geçirdiğim oluyor. sonra geçiyor, etraftaki canlı-cansız hasarı, kimi zaman ellerimi, kollarımı, vücudumu vb..  saymazsak çok büyük bir olay değil. bittiğinde; çok yorgun hissediyorsun kendini. bazen 2-3 gün, bazen bir hafta kadar sürüyor toparlanmak. bütün bunları düşündüğümde; haddinden fazla cesur olduğunu belirtmek isterim. ama daha fazlasını inan tavsiye etmem. tadında bırakalım. aslında tadı çoktan kaçtı. neden ayaktayım ki hala ben? üstelik giyinik vaziyette, kurguya açık beynim, kurguyu kesince yatacağım.


karakterler, kendi istekleri bile olsa; bir diziden ayrılırken genelde ölürler. sanırım noha karakterinin de ölmesi gerekmekte. nasıl bir son? kaza, cinayet, intihar? hmm bence ortadaki, gözlerine bakarak kesilen bir boğaz. derken gözlere zum, güzeldir. bir çok rengi barındırır.


bundan sonraki projelerinde başarılar dilerim.


hoşçakal.


serhan.

6 Ağustos 2011 Cumartesi

yazdım işte.

iyi sabahlar,

sanırım yazı yazmak için yorgunum ama canım yazmak da istiyor. yazarken; kendimi bu şarkı çalarken arabayla gazlayan ''ben'' gibi hissetmesem de, o halimin yüzde biri kadar iyi hissediyorum. ne garip bir cümle? aslında değil. evet bugün, benim ikilem günüm. bu iyi, çünkü daha önce üçlem, dörtlem hatta beşlem günlerim de olmuştu. (bundan tweet olur.)

burada yazdığım bir yazıya verdiğim emeğe üzüldüm mü hiç? sanırım evet, bir kaç tanesine üzüldüm. hak etmiyorlardı, ithafen yazdığım zatı muhteremler. aslında kimseye filan kızmadım, öylesine çemkiriyorum. zaten bir sürü taslak halinde bekleyen yazım var. istesem kitap bile bastırırım nasılsa kökü bende. ne kadar atraksiyon, o kadar çok konu. e benim hayatım hep atraksiyon, tahminimce bu şekilde gittiği yere kadar gider, sonrasını bilemem. norepinefrin, no compensation ve private investigation. biliyor musunuz, bir keresinde meydan larousse'un dokuzuncu cildine kadar okumuştum. deli gibi. gibi?!

ya onlar ne yapıyor? şike bahçe diyorlar, beş yüz sayfalık tutanak var orada. her sayfasını teker teker okudum. azize diyorlar başkana, hiç bir halt okumadan. sahi dün, tabloya baktım bu monet dedim. zaten altta yazıyormuş ama ben görmeden demiştim. nereden mi biliyorum monet'yi? okuduğum ansiklopedi sayfalarından tanıyordum. tıpkı klimt'i tanıdığım gibi. o, para için zenginlerin tablolarını yaparmış. ne yapsın adam? ya siz? kısa yoldan FB'yi direkt suçlamak varken kim okur onca sayfayı öyle değil mi? size ne? yıllarca sizi attığı gollerle taşıyan ümit karan'ın; sadece saat aldım, karım içindi. çok önceden konuşulmuş binsekizyüz dolarlık bir saatti o, para filan almadım.. demesinin doğru olması. ü.karan 1800 dolar için şike yaptı da diyebilirsiniz. şaşırmam. büyük para sonuçta. karan neden içeride? çünkü saatin markasını şoför yanlış söylemiş, frank miller demiş. adam şoför lan saatçi mi? frank miller, bence iyi bile demiş. sizi ilgilendirmez tabi bunlar, çünkü önemli olan FB'nin suçlu çıkması! zamanında fener'e attığı gollerle sizi sevindiren, bizi kızdıran karan, boşa yatsın. 

ya korcan? araba alacakmış çocuk. yandaş medya, konuşma tarihlerini ileri almış azıcık, 1 ay kadar ki sivas-FB maçına denk gelsin konuşmalar. zam işini konuşmuş menejeri ile. normal değil tabi. mahalle bekçisi mehmet efendi ile konuşmalıydı bu konuyu. araba almış fener, olmayan kız kardeşe. mini cooper. ama yalanmış, yokmuş. araba da yok, kız kardeş de yok. ama siz okumayın bunları. beyaz kapaklı mecmua basın. gencecik oğlan, içeride yatsın. ama size ne değil mi? okumayın, şikeci kova korcan,deyin oğlana. rıza'nın, korcan öyle şey yapmaz demesi umurunuzda olmasın. yeter ki, FB suçlu olsun. bursa maçında iki tane acayip gol yiyen, bunca yıl ekmeğini yediği takım şampiyon olmasın diye kıçını yırtan, onu bunu arayan kalecinin bağrına basın siz. klasik; FB suçlu çıksın. yeter ki şike bahçe diyebilin bize. duruştan bahsetmeyin bize. eskidendi o, onursal başkana; siktir ol git.. diye tempo tuttuğunuzda o duruşunuz zaten bittiydi.

önce insanlık, sonra taraftarlık..

biraz da basın; dönüş hamlelerinde olduğu alenen belli olan basın, gizlilik olayını sallamadan, dedikoducu mahalle kişisi (karısı demiyorum, erkeği de vardır bunun..) gibi, her duyduğunu üstüne koyarak, size/bize servis etti. emenike para saydı, bülent uygun, aziz başkan'dan yenilginin taktiğini aldı, diye yazdılar. belgelerdeki konuşmalarda onlar da belli, atıp tutmayın, gerçekten komik. FB yıkılacak diye ağzınızdan salyalar damlıyor. 

ha siz olsanız belki yıkılırdınız, 

ama biz değil. biz, bize yeteriz..

bu sene de kısmetse hepinizi şükrü saraçoğlu'na bekliyoruz. basın, yargısız infazıyla; olacaklardan maddi-manevi nasibini alacaktır. yayın havuzu da öyle, biz olmazsak orası da kum havuzundan hallice olur.

yaklaşık bir aydan fazla oldu, FB'lilerin psikolojisi gerçekten bozuldu. bambaşka bir yazı yazayım dedim, nereye geldim? 

bu yapılanlar hiçbirinizin yanına kalmayacaktır.

saygılar.

serhan