Powered By Blogger

28 Nisan 2012 Cumartesi

ne olursan ol..

selamlar, 


geçen malumunuz konya'ya gittim, gittik. süper ötesi günler geçirdik ama şimdi buradan anlatsam; anlamazsınız alaca-bulacalar. kızmayın ama öyle yaşamak farklı. şimdi size fritözü kızdırmak için ona bol bol küfür ettik, kulak gibi çıkıntısı var onu çektik, aşşağıladık filan desem.. gülmezsiniz ama orada olsaydınız gülmekten etli ekmek kusardınız. neyse; konya'ya gitmişken mevlana türbesini ziyaret etmemek pekala olurdu ama işte çoğunluğa uymak lazımdı. atılgan'a atlayıp, otogar mevkiinden, türbeye doğru gittik. 23 nisan'dı iğne atsan yere düşmez değildi de kalabalık vardı. 


mevlana, ne olursan ol gel.. demiş miydi? bu söz aslında onun sözü değilmiş. bence de değil açıkçası. türbeyi hızlıca bir dolaştım, sakal-ı şerifi koklayıp ağlayan insanlara vardı, onlara baktım lan manyak mısınız diye sorasım geldi. inanıyorlar abi, bizim siyasilere inananlar bunlara haydi haydi inanır diyerek ses etmeden dışarı çıktım. sigara yaktık orada sigara içilmezmiş?! aramızdan şehzade lakablı hazır cevap zat, hani mevlana hoşgörülüydü, nerede bu hoşgörü yahu? dedi. ehehue güldük ama uzatmadık. bu arada rahmetlide iyi boy varmış, giysisini gördüm, bana omuzdan olur da kollar ve boydan hayli uzun gelir. ne olursan ol, gel.. haa?! yok işte öyle değil o muhabbet. mutfağın kapısında bir yazı vardı, oradan okudum. 


girişte solda bir seccade var orada mesnevi olmak için önce üç gün (sanırım) aç bi' ilaç zamanını geçiriyorsun. uzak doğu dinlerindeki gibi maksat nefisini köreltmek. heh üç gün basit de mi? sonra eğer bu üç günü geçirip, usta ben bu işe baş koydum, yaparım.. diyorsan bu sefer bozulmamış 1001 gün seni bekliyor. kim bilir nice imtihanlardan geçiyorsun, nelere göğüs geriyorsun? 1001 gün be usta, anlayacağınız; ne olursan ol gel.. kısmı doğru olsa bile, hesap şu, herkese sınava giriş serbest ama ODTÜ makineyi kaç kişi tutturuyor? önemli olan bu. zira bu 1001 gün içinde seni, üstlerin, artık nasıl denirse; usta mevleviler, hocalar takip ediyor ve sonunda kararlarını veriyorlar. aha sabah bir bakmışsın pabuçların sokağa bakıyor. bu hadise, ''geldin ama, anladık ki senden mevlevi olmaz. zaman; buradan ayrılma zamanı delikanlı..'' anlamına geliyor ve tarikatı tez elden terk etmen isteniyor.


işte dostlarım, uzaktan davulun sesi hoş geliyor lafı ne kadar da doğru?!  ne olursan ol gel.. ama o olabilme ışığı yoksa içinde, git.. tıpkı hayat gibi. hayata da geliyorsun, kimi başarı hikayesi, kimisi ise başarısızlık abidesi..


o değil de, kuzu çevirme de yeseydik tam süper olurdu.


eyvallah.


Serhan.

Hiç yorum yok: