Powered By Blogger

16 Şubat 2013 Cumartesi

arkadaşımın misafiri benim de misafirimdir

selam,

ne acı ki, bizim memlekette bile ''arkadaşımın misafiri benim de misafirimdir...'' felsefesi çökmek üzre. neden böyle oldu? klasik olarak cevaplanan, insanlar ekonomik açıdan zor durumda da ondan... cümlesi, açıkçası benim çevrem için pek uygun değildir. bence insanlarımız artık, -batılılar gibi- misafirin düzen bozduğuna inanıyorlar. ben, misafir etmeyeyim, misafir de olmayayım zati paranın damına koydum gibi, bu saatten sonra olsa olsa otellere misafir olur, kimseye de yük olmam... gibi tasvip etmediğim bir zihniyetteler. hah bu arada bu işler belli olmaz. bir bakmışsın ki evde yapılan hararetli planlara, tanrı el koymuş ve olmadık bir yerde, zorunlu misafir oluvermişsin. kaldı ki, ''misafir umduğunu değil, bulduğunu yer!'' sözü, eldeki imkanlar kadar misafirin ağırlanması gerektiğini söyler. dediğim gibi, benim etrafımdaki kişilerde de bu sözün karşılığı en fazla darboğaz olur. ama gerçekten isteniyorsa, o darboğazdan imece usulü bile olsa, geçilir. niyet önemli. eğer bahaneler baskın ise; bir yerlerde sıkıntı vardır. ben, misafirim veya kişiler. zorlamaya gerek yoktur.

ilk paragrafta anlattıklarımdan, ''misafirimi kucakladığım gibi arkadaşlarıma yatıya götüreceğim!'' konusu anlaşılmasın. hah misafirimi kucaklar, evimde bulunan dört odadan (3+1 ferah, ebeveyn banyolu :)) birinde yatırırım, sorun değil. benim dediğim; ''arkadaşımın misafiri benim de misafirimdir...'' felsefesinden yola çıkıp, beraberce yenilecek bir yemek, içilecek kahve, rakı vesaireden ibarettir. ha bana gelecek; ''misafirimi misafir eder misin'' teklifine ise evimin kapısı 7/24 açıktır. bu, on senelik yurt dışında ikamet etme durumumdan da kaynaklanabilir. ama genel olarak yedirip, içirmek haz duyduğum eylemlerdir. misafir etmek denildiği zaman ise; ek olarak -yatırmak- fiilini katıyorsunuz işte. atla, deve değil. misafir ağırlamak bazı insanlara nedense ağır gelir. aslında, düşünceli olmak kafidir. misafire de bağlı biraz. unutmadan yukarıdaki, bahsettiğim ''otelde misafir olurum..'' düşüncesi de aslında bana göre değil. e ayıptır söylemesi, pek çok yerde bir tanıdığım mevcuttur. gelebilecek içten bir teklife ''evet'' der, otel işinden kolayca sıyrılırım. otelleri pek sevmem. içten teklif gelmezse de, kamp yapmayı tercih ederim. mevsim uygun değil ise, otantik bir pansiyon da işimi haydi haydi görür.

bendeniz, çok harika, sakin yapılı, düzenli, planlı-programlı bir insan olamayabilirim lakin misafir ağırlama konusunu bilirim. ve ''arkadaşımın misafiri benim de misafirimdir...'' kültürünün sıkı bir savunucusuyum. buyursun gelsinler, gelin. sakıp ağa'yı bilemem ama bence hayat; paylaşmağğk, paylaşmağğkk ve paylaşmağğktır...

eyvallah okuyan güruh.

Serhan.

Hiç yorum yok: