Powered By Blogger

29 Aralık 2014 Pazartesi

capa

iyi geceler,

bundan bir onceki yazimin 2014'un son yazisi olacagini dusunmustum, yanilmisim. (tabi eger bu yaziyi yayinlarsam). sonucta bir suru taslak mahiyetinde yazilarim oldugu icin bunun da bir karalama olarak kalma ihtimali mevcut. cok yorgunum, yasimin gerektiginden daha cok yorgunum. cocukluktan bu yasima kadar oyle cok boktan sey gecti ki basimdan; yasami sorgulatir. size hic unutamadigim bir ani. bir keresinde, babam bana minik bir kayik almisti. yazligimiz vardi butun yazi orada gecirirdim. tekne, yelken, kayik, balik merakim inanilmaz seviyedeydi. kendimi ilk suda hatirliyorum ben. hic kollukla yuzmedim, simidim de olmadi. denize girdim, ciktim... girdim, ciktim... sonra yuzuyordum. 

O kayik benim icin o kadar onemli idi ki, futboldan arta kalan butun vaktimi o kayigin tepesinde geciriyordum, aslinda cok dengesiz aptal bir kayikti. en ufak dalgada su aliyordu. cok defa battim. gec saatlere kadar o kayikla ugrastigimdan cogunlukla tek basima karaya cekmek zorunda kaliyordum onu. malum herkes eve saatinde gidiyordu, ben haric. sahilde tekneler vardi, kullanilmayan, denize indirilmeyen tekneler. tekneler balik gibidir, eger denize inmezlerse karada olurler. Velhasil bir tanesinin altinda benim kayiga uygun bir capa buldum. yazin ortasina gelmistik ben de artik o capayi oradan almaya karar verdim, kullanilmiyordu ve aldim. zimparaladim, curumustu sonunda da boyadim. artik her defasinda kayigimi karaya cekmek zorunda kalmayacaktim. yakina bir yere demirliyor. yuzerek kiyiya geliyordum. kurekli bir kayik, cok kurek cekerdim kayik dalga yapardi. oyle hizli giderdim. yalniz capaya ne sevinmistim. salakmisim iste.

Bir gun, bisiklete binerken yanima yasli bir adam geldi. herkesin ortasinda, iste dedi, bu cocuk! bu cocuk benim capami caldi. calmak ve ben?! ben bir sey calmazdim, babamdan harclik isterken; peder, git cebimden al derdi, genellikle de miktarini bilmedigi paralar olurdu cebinde. ben hep aldigim parayi dogru soyledim. o zaman pederin cebinden para araklamak revactaydi. neyse ise, haksizdi o adam, calmamistim. vallahi calmadim. kulagimi cekmisti. sonra bisikleti yere biraktim, kiyafetlerimle denize atladim. kayigi, daha once o kadar hizli tek basima karaya cekebilecegime ihtimal vermiyordum. capayi cozdum ve adama al capani dedim, ona dogru firlattim. yasim 10 belki 11. etrafima baktim o kulagimi ceken adam ve ben kalmistik. doktorum necmettin amca telasla yaklasti, gel serhan dedi. bir tek o, bir tek necmettin amca yanima geldi/gelebildi. adam bana bakti sonra capasina bakti. ben bilemedim evlat, capanin senin icin bu kadar degerli oldugunu dedi. uzun yillar yazlikta o adami gordum, gozunun icine baktim ama tek kelime dahi etmedim. o gunu hic ama hic unutmadim. sonra cenazesine gittim. (adam eceliyle gitti, ben bir sey yapmadim).

ben, haksiz yere suclanmayi hic sevmedim. kim sever ki? benimki de laf. dusundugumde; o dengesiz kayik beni belki hayatimi, necmettin amca ise yanimda kalanlari, bana inananlari, o yasli adam da iste zaman zaman karsima cikan garip insanlari temsil etti sanki. ve capa, capa ise sebepti. bir insanin, baska birine kizmasi icin sebep bulmasi o kadar kolay ki; capa, adam icin sebepti. yeter ki amac; kizmak-kusmek olsun. insanlara sebep mi yok? olmasa da yaratilir. sorun yok. Bu yaziyi yazmamin sebebi, sana kizdigim icindir, cok kizdigim icin. 

sanirim, kayigi o gunkunden daha hizli karaya cektim.

adios.

serhan.


Hiç yorum yok: